Vatan Millet Sevdalıları; gören, duyan, hisseden ve zamanı geldiğinde harekete geçen bir vicdanın adıdır.
Bizler, milletimizin geleceğini, vatanımızın bütünlüğünü ve evlatlarımızın güvenliğini ilgilendiren hiçbir meselede sessiz kalamayız.
Eğer konu, vatanı, milleti ve geleceğimizi tehdit ediyorsa,
ve devlet ile siyaset bu tehdide yetişemiyorsa,
bilinsin ki görev artık Vatan Millet Sevdalılarına düşmüştür.
Bugün sokaklarımız, ailelerimiz, çocuklarımız;
sessiz bir yangının içinde, perişan hâlde kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Kimse, bu yangının yarın kendi kapısını çalmayacağının garantisini veremez.
Biz, bu tehdidi görmezden gelemeyiz.
Devletimiz ve siyasetçiler bu saldırıya karşı gerekli setleri kuramıyorsa,
biz millet olarak ne yapmalıyız?
Oturup beklemek mi?
“Bugün olmazsa yarın, bir gün bu ateş beni yakar” demek mi?
Hayır!
Biz, yarın çok geç olmadan bugün taşın altına elimizi koyacağız.
Çünkü iş işten geçerse, bu bataklıktan çıksak bile yıllarca sürecek ağır yaralar kalır.
Bu öyle bir bataklıktır ki; içine düşen hem kendi hayatını hem çevresini zehirler.
Biz, bu ateşi söndürmeye kararlıyız.
Çünkü bu yangın yalnızca evleri değil; ahlakımızı, birliğimizi ve geleceğimizi de yakıyor.
Mücadelemiz yalnızca bugünün değil, yarınların da mücadelesidir.
Çocuklarımızı, gençlerimizi, geleceğimizi korumak için gece gündüz çalışacağız.
Onların sağlıklı, onurlu, ahlaklı ve güven içinde büyümesi, bizim en kutsal görevimizdir.
Biz biliyoruz ki; çocuklarımızdan daha kıymetli hiçbir şey yoktur.
Şimdi soruyoruz:
Geleceğimizi korumak için yanımızda mısınız, yoksa yangının kapınıza dayanmasını mı bekleyeceksiniz?
Biz Vatan Millet Sevdalıları olarak kararımızı verdik:
Son nefesimize kadar bu ateşi söndüreceğiz, vatanımızı, milletimizi ve evlatlarımızı savunacağız.
Vatan sevgisi kuru bir söz değil, uğruna her şeyin feda edilebileceği yüce bir imandır.
Vatanını seven, haysiyetli ve şahsiyetli insanlar; bu uğurda gözlerini kırpmadan canını ortaya koyabilecek kutsal değerlere sahiptir.
Bu değerlerin başında din, dil, şeref, namus ve ırz gelir.
Bizim için vatanı korumak; yalnızca sınırları değil, milletimizin inancını, ahlakını, onurunu ve haysiyetini korumaktır.
Çünkü vatan; üzerinde yaşadığımız toprak değil, atalarımızın canlarıyla yoğrulmuş, dualarla mühürlenmiş, bize bırakılmış en kutsal emanettir.
Bu nedenle, vatanımızın bekası için verilecek her mücadele;
dinimizi, imanımızı, namusumuzu ve şerefimizi koruma mücadelesidir.
Ve biz, bu değerler uğruna gerekirse tüm varlığımızı, canımızı, kanımızı feda etmeye yeminliyiz.
Biliriz ki; vatan elden giderse geriye ne din kalır, ne namus, ne de hür bir gelecek.
Vatan müdafaası yalnızca cephelerde değil;
sokaklarda, evlerde, okullarda, gönüllerde süren bir nöbettir.
Bu nöbet dün olduğu gibi bugün de, yarın da sürecektir.
Ve biz, bu nöbeti son nefesimize kadar tutacağız.