Vatan ve millet sevdalıları olarak, bu işin öncü siyasetçilerine soruyoruz:
Silahları bırakacak olanlar, şehirlerdeki toplumu mahveden uyuşturucu terörünü de bırakacaklar mı?
Uyuşturucu laboratuvarlarını kapatacaklar mı?
Teröristlerde kuyruk acısı varken, bizde evlat acısı var! İnşallah bu mesele kökünden biter, ama vatan ve millet sevdalılarının büyük bir korkusu var. Şunu da çok iyi biliyoruz:
Silahları bırakanlar camiye, kiliseye ya da sinagoga gitmeyecekler; ellerine kalem almayacaklar. Hainler, başka kostümler ve maskeler takarak bizim gibi görünmeye çalışıp içimize sızacaklar. Düşmanlarımızla birlikte yeni nesil terörü icra edecekler!
Altyapı çalışmasını yıllardır başarıyla (!) sürdüren bu pislikler, toplumda kalıcı hasarlar bıraktılar. İki milyon kişiyi uyuşturucularla ölümden beter ettiler.
Türkiye’ye giren tüm uyuşturucular ve onların ham maddesi ile formülleri, Siyonist kimya şirketleri tarafından Mossad’a veriliyor. Sonraki aşamada ise bu maddeler, Müslüman ülkelerine servis edilmek üzere terör gruplarına bedava dağıtılıyor. Bu gruplar da şehirlerdeki hücreler aracılığıyla yaygın dağıtım yapıyor.